Cumhurbaşkanı Erdoğan, Lütfi Kırdar Uluslararası Kongre ve Sergi Sarayı’nda “Albaraka İslami Finans Zirvesi”nde önemli açıklamalarda bulundu.
İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları: Zirveye yurt içinden ve yurt dışından iştirak eden tüm ilim erbabımıza şükranlarımı sunuyorum. Zirvenin insanlık için hayırlara vesile olmasını Rabbimden niyaz ediyoruz. Türkiye, Albaraka Zirvelerine ilk kez ev sahipliği yapıyor. İslam ekonomisine dair küresel düzeyde öngörüler; bu seneki zirvenin başarılı geçmesinin hayırlara vesile olmasını diliyorum.
ZİRVENİN ÜLKEMİZDE DÜZENLENMESİ ÖNEMLİ
Zirvede tartışılacak, konuşulacak başlıklara baktığımızda kapsamlı hazırlıkların yapıldığını görüyoruz. Geniş bir yelpazede belirlenen panell yol gösterici tartışmalara zemin oluşturacaktır. Böyle bir zirvenin ülkemizde düzenlenmesi ayrıca önemlidir. İstanbul Finans Merkezi vizyonumuzun bir sembolü oldu. İstanbul’un büyük bir potansiyel sahip olduğunu uluslararası yatırımcılar da biliyor. Zirvenin İslami finansın etik standartlarını daha iyi anlaşılmasını sağlayacağına inanıyorum. Zirvenin hayırlara vesile olmasını diliyorum
İSTANBUL FİNANS MERKEZİ VİZYONUMUZUN BİR SEMBOLÜ
Doğu-batı arasında köprü vazifesi üstlenen Türkiye finansal piyasalar arasında da aynı rolü oynamaya başladı. İstanbul Finans Merkezi bu vizyonumuzun adeta bir sembolü oldu.
KAOS DÜNYANIN RENGİ HALİNE GELDİ
Son yıllarda dünyamız köklü bir dönüşüm sürecinden geçiyor. Ekonomik, askeri ve siyasi sistemin temelleri her yeni gelişmeyle birlikte daha şiddetli sarsılıyor. Uluslararası sistemde denge kaybolmuş, belirsizlik artmış, istikrarsızlık ve kaos dünyanın hakim rengi haline gelmiştir.
DÜNYADA MAZLUMU KORUYACAK BİR MEKANİZMA YOK
Salgının enkazı kaldırılmadan, Rusya-Ukrayna savaşı patlak vermiş, Gazze krizi eklenmiştir. Gazze, küresel düzenin acziyetini gözler önüne sermiştir. Dünyada nizamı sağlamakla mükellef yapıların adaletsiz ve çarpık karakteri bir kez daha ortaya çıkmıştır. Şu anda dünyada mazlumu koruyacak bir kurumsal mekanizma yoktur. Türkiye olarak uzun süredir bu duruma dikkat çekmekteyiz.
SINIRLAR VE MESAFELER BİZİ KORUYAMAZ
Dünya 5’ten büyüktür tespitimiz sistemin değişmesi için acil ihtiyacı göstermektedir. Dünyanın devasa bir köye döndüğü günümüzde sınırlar ve mesafeler bizi koruyamaz. Adaletin olmadığı yerde huzur ve barış olmaz. Güvenliğin olmadığı yerde demokrasi ve özgürlük olmaz. Küresel sistemin elitleri bu tabloyu görmezden ve duymazdan geliyorlar. İnsanlık olarak hem kendimizin hem evlatlarımızın müreffeh bir dünyada yaşamasını istiyorsak çözüm yerine mevcut sistemde ısrardan vazgeçmeliyiz. Daha kuşatıcı bir sistemin ihdası için hep beraber el ele vermeliyiz. Meydan okumalar hiçbirimize başka bir alternatif de bırakmıyor.
FAKİRDEN ZENGİNE DOĞRU ARTAN BİR SERVET TRANSFERİ
Finansal sistem artık reel sektörü sömüren bir yapıya dönüşmüştür. 2008 krizinden sonra borca ve faize dayalı finansal mimari krizi doğuran sebepleri ortadan kaldırmaya dönük gerekli adımları atmadı. Günümüzde servet eşitsizliği dünyada tarihi bakımdan en yüksek seviyesine çıktı. Dünyadaki en zengin yüzde 1’lik kesim, toplam küresel servetin neredeyse yarısına sahip. Alttaki yüzde 50’lik kesimin dağılımdan aldığı pay ise yüzde 1’i dahi geçmiyor. Küresel düzeyde fakirden zengine doğru artan bir servet transferi yaşanıyor.
FAKİRİ DAHA DA FAKİRLEŞTİREN SİSTEM
Afrika’dan Asya’ya milyarlarca insan bir avuç kişi için adeta seferber olmuş durumdadır. Elini vicdanına koyan hiç kimsenin bu manzarayı içine sindireceğini düşünmüyorum. Kapitalist sistemin serbest piyasayı teşvik ediyor gibi görünse de tekelleşmeyi, paradan para kazanmayı ödüllendirdiğini görüyoruz. Fakiri daha da fakirleştiren bu sistemin dertlerimize derman olamayacağını hepimiz kabul etmek zorundayız.
YASTIK ALTI TASARRUFLAR EKONOMİYE KAZANDIRILAMADI
İslam iktisadı ekonomik büyüme ve kalkınmanın yanı sıra adalet, ahlak, sürdürülebilirlik, sosyal refahı ve çevreyi de gözetmektedir. Bu iktisadın mütemmim cüzü ise İslami finans, Türkiye’deki ismi ile katılım finanstır. Katılım finansın ülkemizdeki öncüsü 1984 yılında kurulan Albaraka Türk’tür. Biz yastık altı denilen sistem dışı tasarruf kültürüne sahibiz. Bizim insanımız zor günlerinde gelirinin bir kısmını biriktirir, tasarruf eder. Bunu da altın ve maalesef dövizle yapar. Yastık altında altın ve dövizin ekonomiye aktif katkısı olmadığını hepimiz biliyoruz. Yastık altı tasarrufların ekonomiye kazandırılmasını hep arzu ettik. Çağrıda bulunduk ama bunda tam anlamıyla muvaffak olamadık. Yastık altı altınların ekonomiye kazandırılmasında kurumlarımız ikna edici ürünler geliştiremedi. Katılım finansa yönelik önyargılar kırılmadı.
KATILIM FİNANS HEDEFİ
Ülkemizde katılım finans ekseriyetle dini hassasiyetlere göre tasarrufların değerlendirilmesi olarak görülüyor. Türkiye ekonomisinin potansiyeli ve ihtiyaçları açısından bunun yeterli olmadığı kanaatindeyiz. Katılım finans, finansal bağımsızlık noktasında büyük imkanlar sunuyor. Bundan azami istifade etmemiz önemli. Katılım finansın kısa vadede bankacılık varlıkları içindeki payını yüzde 15’e taşımayı hedefliyoruz.
TÜRKİYE’YE GÜVENEN KİMSE PİŞMAN OLMADI
İstanbul Finans Merkezi’nin açılışı ve yeni katılım finansların katılımı ile mesafe kat ettik. Katılım finansın gelişimine verdiğimiz önemi gösterdik. Finans ofisimiz tarafından hazırlanan katılım finans strateji belgesini de yayınladık. OVP ve Kalkınma Planı’nda önemli hedefler koyduk. Eylem maddelerimizle geniş alanda çalışıyoruz. Önümüzdeki dönemde inşallah katılım finans kanunuyla taçlandırmak arzusundayız. Son 21 yılda Türk ekonomisine başarılar yaşatmış bir hükümet olarak katılım finansı hak ettiği yerlere getireceğiz. İstanbul’u küresel finans ve katılım finans merkezlerinden biri haline getireceğiz. Türkiye’ye güvenen hiç kimse pişman olmadı. Kazandırarak kazanmayı amaçlayan hiçbir müteşebbis sonradan nedamet duymadı. Bundan sonra da kazan-kazan temeliyle iş birliklerimizi ilerleteceğiz. Tüm kurumlarımızın sizlere gereken kolaylığı ve yardımı yapmaya hazır olduğunu söylemek istiyorum.