“`html
Son Gelişmeler:
Son haftalarda, çoğu haber bu şekilde yayılıyor. Gazze’den gün geçtikçe gelen bu ölüm haberleri, trajik bir döngüyü yansıtıyor.
bulmak için hayati tehlikelerle karşı karşıya kalıyor.
giriş yaptığı bilinmektedir. Bu kuruluşun Birleşmiş Milletler yardımlarıyla da ilgisi yoktur.
Gazze’yi boşaltmak ve yardım bekleyen insanları güneye yönlendirmek amacıyla bu kuruluş kullanılıyor.
Geriye dönük olarak anlaşıldığı kadarıyla, Gazze’ye İnsani Yardım Vakfı; “BM’nin yardım kanallarını kullanmadan Gazze’ye yardım ulaştırmak amacıyla” kurulmuştur.
Bunun yanı sıra bu projenin, Netanyahu ve CIA içindeki bazı aşırı sağcı çevreler tarafından organize edildiği anlaşılmıştır. Bu bağlamda, söz konusu kuruluşun İsrail ordusuyla koordineli bir şekilde çalıştığı ve nüfus azaltma, Gazze’yi insansızlaştırma ile açlığı kullanarak gıda soykırımı yöntemlerini uygulamak için oluşturulmuş olduğu anlaşılmaktadır.
“Gazze İnsani Yardım Vakfı”, bu faaliyetleri için İsrail’e her ay bir milyon dolar fatura kesmektedir. Diğer olası bağlantılar zamanla gün yüzüne çıkacaktır.
Geçtiğimiz hafta, bu taktiklerle sadece bir gün içinde elliden fazla Filistinli hayatını kaybetmiştir. Bazı günler bu sayı daha da artmıştır.
İşgal için farklı yöntemler kullanılırken, hava saldırıları ve SİHA’larla öldürmeler, mahallelerin yıkımı da dahil olmak üzere birçok barbarca teknik uygulanmaktadır.
Yaşayan her şeyi yok etmek ve özellikle çocukları, kadınları hedef almak üzerine kurgulu soykırım uygulamaları, tarihin en karanlık sayfalarından birini oluşturuyor. Bu durum Nazi ve Firavun benzeri uygulamalarla kıyaslanabilecek bir acımasızlık gösteriyor.
Aç kalan insanlar, ekmeğe ulaşmak için ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalıyor. Kalan insanları yok etmek üzere açlık bir silah olarak kullanılmaktadır.
Dünya, bu benzeri soykırım yöntemlerini daha önce asla tanımadı. Hiçbir devlet, böyle bir vahşeti gerçekleştiren bir toplum görmedi.
Bu, insanlık tarihi açısından büyük bir utançtır. İnsan geneti bozulmuş bir toplum olarak bu denli nefretin beyaz perdede sahne alması kabul edilemez.
Artık silahla değil, ekmekle öldüremiyorlar. Bir avuç un ya da bir bardak su uğruna, çocuklarına bir öğün yemek sağlamak için ölüm riski göze alınıyor. On yaşındaki çocuklar, yüklenmeleri gereken ağır sorumluluklarla yaşamları arasında bocalıyor.
İsrail ve ABD destekli soykırımcılar, 21. yüzyılın en büyük katliamını gerçekleştirmek adına silah depolamaya devam ediyor. İnsanları esir aldığı kamplarda, hayvanca muameleleri altında yaşamaktadır.
Gıda ve açlık üzerinden bir milleti yok etme süreci, son derece planlı bir şekilde ilerliyor. İnsanları katletme yöntemleri yadsınamaz bir şekilde sürekli değişim göstermekte.
Bazen insan doğasına dönmeyi denemeliyiz. Duygularımızı ve kalbimizi arındırmalıyız. Sadece insani bakış açısıyla değerlendirmeliyiz.
Gazze, tüm insanlığın imtihanıdır. Çok sayıda insanın bunun farkında olduğu aşikâr. Bu sınav kaybedilmiştir. Gazze, içimizdeki bir yaradır. Öfkemiz ve isyanımız burada doğmuştur.
Gazze, geçmiş zamanın derinliklerine uzanan insan ilişkilerinin özüdür. Bu bölge, insan ırkının başlangıcı gibi bir değere sahiptir. Burada yaşanan derin acılar, insanlık adına yüklenilen sorumlulukları yansıtır.
Biz, insanlık içinde noktalanmış olan bir kültürün temsilcisiyiz; ancak, şeref ve onur, pek az insana nasip olmuştur. Şu an mevcut olan insanlık, bu duruma karşı kayıtsız kalmıştır.
Alçakça uygulamalar, nefretin bir simgesi olarak tarihte yer alacak. Akdeniz, bu dehşet verici tarih boyunca tanık olmuş durumda.
Bu aşağılık uygulamalar karşısında kalmamız beklenemez. Ancak, bu nefret bir gün ortaya çıkacak. Yeryüzü bu duruma tanıklık edecektir.
Unutmayın: Yarın Kurban Bayramı. Hepinizin bayramını kutluyor, bu zorlu coğrafyamızda barış ve huzur dolu günlerin geleceğini temenni ediyorum. “Yardım gettoları” oluşturan ve insanları bu mekanlarda imha edenleri asla unutmamalıyız.
Çünkü unutmak, insanlığın kendine yaptığı en büyük eylemdir. Unutmak, milletlerin yok oluşuna göğüs germesidir. Biz unutsak bile, şehirlerimiz unutmayacak.
“`